- kendilerini
- pron. themselves
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish general election, 2007 — Turkey s 16th general election was held on July 22 2007 and resulted in a resounding victory for the incumbent Justice and Development Party. [ [http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/6910444.stm Turkey re elects governing party] BBC News, 22 July… … Wikipedia
Возвратные местоимения — Эта статья или раздел нуждается в переработке. Пожалуйста, улучшите статью в соответствии с правилами написания статей. Возвратные местоимения часть речи, вид местоимения, выражающая направление действия на производящего его. Группа… … Википедия
ağaçlık — is., ğı 1) Ağaç öbeği 2) Ağacı bol olan yer Kendilerini saklayabilmek için yan tarafa, ağaçlığa doğru koştular. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrılmazlık — is., ğı, fel. Özelliklerin, kendilerini taşıyan nesnelerle, ilineklerin tözle bağlantısı, kalıcılık karşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baltalayıcı — is. Baltalama işini yapan kimse, sabotajcı Adamların kendilerini birer hafiye, birer bozguncu ve baltalayıcı gibi yetiştirmekten başka dertleri yok. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölge — is. 1) Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
butik otel — is. Seçkin müşterileri için kendilerini evlerinde hissedebilecekleri konforu sağlayan, oda sayısı az, şık bir tür otel … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran şamandırası — is., den. Denize düşenlerin kolayca belirlenip kurtarılmaları için denize bırakılan ve kazaya uğrayanların bulup kendilerini göstermeleri için kullanılan, parlak renkli, fosforlu şamandıra … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlı — sf. 1) Canı olan, diri, yaşayan Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı. N. Cumalı 2) Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu Recep çok canlı bir adamdı. S. F. Abasıyanık 3) Dikkat… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazibeli — sf. 1) Alımlı Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi. F. R. Atay 2) mec. Önemli, ağırlığı olan Zamanın en ciddi, en cazibeli bir meselesini konuşabilmek için oraya kapanmışlar ve kendilerini unutmuşlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Demirperde — is., öz. İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş döneminde, batılı ülkelerin kendilerini Doğu Bloku ülkelerinden ayıran sınıra ve bu ülkelere taktıkları ad … Çağatay Osmanlı Sözlük